ANNE KANINDA FETAL DNA TESTİ

Fetal DNA plasentanın sitotrofoblast hücrelerinden dolaşıma salınır ve gebeliğin 7. haftasından itibaren annenin kanında saptanabilir. Anne kanındaki hücre dışı DNA’nın %3-6’sını oluşturur ve gebelik ilerledikçe bu oran artar. Sağlam fetal hücrelerin aksine, hücre dışı fetal DNA anne kanından dakikalar içinde temizlenir. Doğumdan 6 saat sonra anne kanında saptanamaz.

Hücre dışı fetal DNA’in klinik uygulamalarından bazıları kan grubunun belirlenmesi, fetal cinsiyet tayini ve otozomal trizomilerin saptanmasıdır. Anne kanından serbest fetal DNA elde edilmesiyle fetal Down sendromu ve diğer otozomal trizomiler gebeliğin 10. haftası gibi erken bir dönemde saptanabilir. Test 10. gebelik haftasından itibaren uygulanabilir ancak erken uygulamadan kaçınılmalı ve öncelikli olarak 11 – 14 hafta ultrasonografisi yapılmalıdır.  Hücre dışı fetal DNA testinin yapılması gereken durumlar şunlardır;

  • Doğumda 35 yaş ve üzerinde olacak kadınlar
  • Artmış fetal anöploidi riskini gösteren sonografik bulgular (ekojenik barsak, ekojenik kardiyak odak, pelviektazi vb).
  • Önceki gebeliğinde trizomi 21, 18 veya 13 öyküsü olanlar
  • Hasta veya eşinde trizomi 21 veya 13 riskinde artışa yol açan dengeli robertsonian translokasyon taşıyıcılığının varlığı
  • Anormal birinci, ikinci veya kombine birinci ve ikinci üç ay tarama test sonucu varlığı

İlk üç ay tarama testinde ense saydamlığı artışı, fetal anomali varlığı ve tarama testinde kombine riskin 1/50’den yüksek olduğu gebeliklerde doğrudan tanı testi, 1/50-1/1000 arasında olduğu ara risk grubunda hücre dışı fetal DNA taraması önerilmelidir. Riskin <1/1000 olduğu grup ise düşük riskli olarak kabul edilip, ileri test gerekmeksizin rutin gebelik izlemi önerilebilir.

Tekil gebeliklerde %0,5’lik yanlış pozitiflik oranı ile trizomi 21 (Down sendromu), trizomi 18, trizomi 14 ve monozomi X için yakalama oranları sırası ile %99.5, %97.7, %96.1 ve %90.3’dür. Bu yeni teknolojinin tarama testi olarak kullanımı yakın geçmişte klinik olarak uygun hale gelmesine rağmen, tanısal bir test olarak değerlendirilmemektedir. Test öncesi danışmanlık verilmesi önerilmektedir. Anormal sonuç elde edilirse genetik danışmanlık verilmeli ve tanıyı doğrulamak amacıyla tanısal test (amniyosentez/kordosentez/koryon villüs örneklemesi) önerilmelidir.

İkiz gebelik olgularında 2020 yılında yapılan bir meta-analizde trizomi 21, trizomi 18 ve trizomi 18 için yakalama oranları sırasıyla %98.8, %93.5 ve %75 olarak bulunmuştur. Uluslararası dernekler tarafından çoğul gebeliklerde kullanımı önerilmektedir. Üçüz ve daha yüksek sayılı gebeliklerde kullanımı ile ilgili veriler kısıtlıdır.   

Hücre dışı fetal DNA testlerinin kullanımında birkaç kısıtlılık vardır. Plasenta hücreleri kullanıldığı için, sınırlı plasenta mozaisizmi fetal karyotipe yansıtmayan anormal sonuçlar verebilir. Benzer şekilde, çoğul gebeliklerde ve ikizlerden birisinin düşmesi durumlarında da sonuçlar doğru çıkmayabilir. Örnekteki fetal DNA seviyesi yetersizliği (%1 – 5) nedeniyle sonuç vermeyebilir. Bu durum obez kadınlarda daha sık görülür. Bu durumda izlenmesi gereken yol;

  1. Testin tekrarlanması – Olguların %60 – 80’inde sonuç verir.
  2. Standart serum/ultrason taraması
  3. İnvaziv işlem (amniyosentez, koryon villüs örneklemesi) ve tanı testi (karyotip/microarray) 

Ancak, son yıllarda yapılan birkaç çalışmada hücre dışı fetal DNA testinin başarısız olduğu olgularda anöploidi (trizom 21) riskinin beklenenden daha yüksek olduğu bu nedenle tanı testi (karyotip) yapılması önerilmektedir.